![]() |
|
|
** |
![]() |
mathematik | Mostbet | Yardım | Üye Listesi | Yeni Mesajlar |
|
![]() Bakugan Oyunları ![]() Geta Oyunları ![]() Altın Avcısı ![]() Zuma ![]() Friv |
![]() |
|
Seçenekler |
![]() |
![]() |
||
![]() |
Aklım Karakış ~
ben seni yaralarından tanıdım ecelime son kurşundun deli davalım n'olur bulutsuzluğuma darılma dudağında bizi gül kıyametime adım kala beni senden alma aklım kara kış ellerim seni üşüyor bugün günlerden soğuk ben aysız gecelerde çocukluğuma mektup yazardım ah çocukluğum kağıt gemilerim düşlerim dudaklanıyor sesin kokuma gizli yıldızları sönük gecelerde dilime yağmursun gözlerini uyuyorum her gece bu kent içimin bahçesi gemilerim çözülüyor yüreğine ellerinle okşuyorsun bilmiyorsun kendi bakışlı kız ömrümün kırçıl masalısın uçurumlar vaadetme bana yaralısın... ![]()
Tahminen ne zaman seversin beni ?
|
||
![]() |
![]() |
Sponsor |
![]() Araba Oyunları ![]() Beceri Oyunları Kız Oyunları ![]() Macera Oyunları |
![]() |
![]() |
||
![]() |
Araz
" Yalnızım çünkü sen varsın " gel desen gelirdim gittiğin uzakta bendim dağ gibi bir ihanetten düştüm bu kendime son gelişim ölümbaz öpüşler kusuyorum ceplerime kendimi suçüstü yakalıyorum ve kentsizliğimin isimsizliğini Araz'a uyak düşüyorum gözlerime senden düşler sürüyorum ıslak bileklerim kan bayra.mına yatıyor bana en büyük tehdit yine ben oluyorum sonra bir durağa yaslanıyorum sonra bir kente ve sen gidiyorsun ben kanıyorum diyorlar ki " kendini dinleme hiçbir şey söylemiyorsun oysa " geldesen gelirdim biliyorsun yorgun Haliç'e biraz inat biraz ihanet bırakıyorum ellerinden bir tedirginliği bir tehdidi avuçluyorum aklıma düşüyorsun düşüyorum düşünce üşüyorum azgın hüzünlerle körlüğüme göçüyorum ayrılığın saati kaç geçiyor bilmiyorum yalanlarımla bir hiçlikteyim beni içinden kaç! bu kentte her yağmur kendini ağlar aklıma düşsen yalnızlık oluyorum ağzımdaki uykudan öpmüyorsun nicedir nerde, kimi üşüyorsun? artık kendini yakan bir ateşim kendimize birbirimizden düşler yapamıyoruz şimdi boş duraklarda yaslanıyorum boş kentlere oysa " geldesen gelecektim gündüşlerime dönüşlerimde bakışın içiyor beni gözlerimden gövdemi düşürüyorum güz yavrusu duraklara uzaklığına uzanıyorum sevdiğin sonbahar geçiyor üstümden ama artık hiçbir göğü içmiyorsun dudaklarımdan yıkılıyorum şarkılara " kimseler biliyor yalnızlık dostumdu şimdi korkum oluyor oysa " geldesen gelecektim artık her şey kımıltısız bir geceye dönüşüyor güzartığı saçlarımda oynaşan sensizlik gözkarana yenik düşüyor en korkak yanlarımdan kendimi yitirdikçe sana gidiyorum göbek çukurumda sobelere karanlık uyutuyorum düş satıcısı, ispiyoncu bir ihtiyarın insafına kalıyorum uysal yalnızlıklar satın alıyorum gülüşümle ödeyerek ve içimde yalancı bir katil taşıyorum yeni utançlar biriktiriyorum eski günahlarıma cüzzamlı ruhlar cehennemine gidiyorum ben kirli sözlerimi temize çekme oysa " gel" desen gelecektim gözlerim ihanete ihbar taşıyor kuşkulu bir cinayete fısıldıyor kaşlarına sözü namluna sürmelisin şimdi en yaralı yanımdan vurmalısın beni çünkü uçmak düşmeyi göze almaktır avlunda bıraktığım az kullanılmış intiharları deniyorum ne vakit nikotinli ellerinden yola çıksam susuşuna kan döküyor gözlerim sen gözüne çiğ kaçtı sanıyorsun oysa bilmelisin Araz'ım kimsenin içi görünmez ve hiç bulamadıklarını asla yitiremezsin bak şimdi aramızda sessiz kalıyor söylenecek bütün sözler her sabah akşam oluyorsun alnından ellerine damlıyorsun yüzündeki yağmurla iniyorsun kent'e içine dert oluyorsun kentin dışına yağmur yüreğinde dağılıyor kristal şehirler duvarların kan öksürüyor ve sen başkalarının gözlerini yüzümde aramamayı öğreniyorsun beni bir durağa yaslıyorsun beni bir kent'e gidiyorsun oysa " geldesen gelecektim susmak en inatçısı olmaktır yalnızlığın en susmakta neydi öyle sen en dinlerken biliyorum Araz'ım insan kendini bulmamalı, hep aramalı gittiğin yerden başlıyorum öyleyse gece cinnetlerimi de alıp yanıma denize bakmayı bilmeyenler bir gün mutlaka boğulur işte bundandır gözlerinden kaçışlarım siz hiç yar saçının bir telinden kendinize gurbet yaptınız mı? ben şimdi gurbetim içimde taşıyorum heba olsa da senlerce yılım oysa " geldesen gelecektim ömrümden düşürdüğüm sol anahtarlarına takılıyorum hep ve hayat yüklü kamyonlar geçiyor üstümden şairler ölüdür derler (inanmıyorum) ! en karanlık ceketimi giyiyordum ışığa kördüm çünkü şimdi ise güneşe ilerliyorum dirilmek için kimliği paslanıyor eski bir anarşistin gecenin kör gözünden utanıyorum hadi bana en militan kelimelerle saldır batır içime cümlelerini beyhude bir dehşet bırak bana hakediyorum gizlilikten ölmek üzere olan bir akrep sızıyor içime can kaybından ölüyorum cenazemde namaz kılacağım zan altındayım yalanıma inanıyorum yorgun söylentiler kanıyor solgun yaralarımdan kırılır mı bilmem hüznümde taşıdığım kin kinim kendime susuşum sana küsüşüm tüm dünyaya üstü kalsın ihanetimin " geldesen gelecektim yine bir tren geçiyor içimden sen kesiliyorum gülüşümün karşılığı saçların bir rüzgarın öyküsünü taşıyor görmüyorum, söylemiyorsun, kırılıyorum hiçliğimin etleri yolunuyor şizofrenik bir gecede sana bir öykü çıkarıyorum ağzımdan süsle beni ey aşk! geçtiğin yerleri öpüyorum yarısı yanık bir aşkın küllerini taşıyorum dişlerindeki nikotin tadı terkimde sirenler ve ateş hatları içip sesini peydahlıyorum kendimden ve kentimden ıslak ceplerimi buluyorum el yordamıyla ve bir asansör kapısı önünde aslında yüzüme tükürüyorsun da ihanetimi ben habersiz gülümsüyorum yasadışıyım tutukla beni gözlerimden kalemim bitti, yitirdi şiirini şuur öldü kanımdaki mürekkep balığı solumdaki sis'e intihar etti intiharlar bir aşkı kaça katlayabilirdi ki ezik bir yürek yaşamak için geç bir zaman ölmek için ise erken çok davullu bir senfoni sürçüyor dikiş tutmaz ayrılığımda kirpiğinden yapılma bir darağacına geceyi asıyorum yoksun bu yağmurlar ıslatmıyor beni bir durağa yaslanıyorum sensiz gidişinin en sessiz harfinden yırtılıyorum " geldesen gelecektim oysa kulaklarımdan bordo denizler dökülüyor şimdi herkes biraz sen, biraz acı göğsümde bir vagon gizli sözler batıyor fırtınalar çıkıyor üstüme şakağımda intihar acemisi bir şairin delilik provaları arkandan uluyan kapılardan söküyorum kokunu yokluğunu kokluyorum yokluğunu yokluyorum çöz gözlerimi senden hadi! ücranda yak bakışımı gözlerine bekçi sevdam dünden ve senden kalmayım içine her düşen kendi keşfi sanıyor seni oysa sen melekleri bile kıskandıracak kadar kendinsin ve kendini acıtmak istiyorsun ama güller kendine batamaz bilmiyor musun? 'gel' mi diyorsun? herkes kendi gördüğüne bakar peki hayatın rüzgarında kime yelkeniz? kıpırdamadan duramayız bir aşk boyu hadi! en kanadığımız yerden susalım 'gel' desen gelirdim 'git' dedin ve gittin Aşka... Rüzgara... Ayrılığa... Zamana... ... ![]()
Tahminen ne zaman seversin beni ?
|
||
![]() |
![]() |
Bu mesaj için Rüzgar kullanıcısına teşekkür edenler: |
~Dryad (06.03.11)
|
![]() |
![]() |
||
![]() |
Ayrılık Gelmeden Git Sen
kimsesiz bir gökyüzüne lâl bir dilin tüm sesiyle haykırması kadar sağır, karanlık sularda,bir âmânın gözlerini araması kadar kör; yani anlamsızlığa yeni anlamlar yükler gibi yalnızca yalnızlığa anlatıyorum kendimi... çıkmaza düşmüş şiirlerin koynunda bir uzun yol oluyor kalemden süzülen her harf her hece aklımın kabristanlarında yankılanan sahipsiz bir ölüm çığlığı, masumiyeti sesimde eskiyen... ve dudaklarımın ucunda bitmek bilmeyen acılı tiryakilikler ve sonrasızlığın deminde keder dökülüyor kağıtlara hâsılı aşk; ölü doğmuş bir çocuk şimdi yüreğimin sevda çukurlarında... hadi yâr kendini al gecelerimden al ve git! zaten bir uzak düştü benimki; ertelenmiş zamanlarda resmedilirken mavinin imkansızlığı, şiirler nice sevdaya küs bakış hüküm giymişken, ezbersiz acılar eşliğinde gözlerinde tükenmek ve ölebilmek kirpiklerinin iz düşümünde hani meçhul bir izbede seninle el ele...! oysa mutluluğu çoktan rehin bıraktım ben bilmem hangi şehrin emanetçisinde ve senden habersiz, adından acılar türetiyorum şimdilerde... dilimin ucuna geliyorsun bir zaman yaşamak soruyorsun! yaşamak; kör bir sancıdır sol yanımda, dönüşsüz bir türkünün kambur sesinde yitip giden...! ve dinledikçe kendimi, kâbus olup büyür geceler karanlığın uğultulu yollarında... ben kaçmak isterken her şeyden gözlerin adına kendime sefer üstüne sefer eylerim. sana çok benzeyen bir şehir olur geçtiğim her yer her yer öylece uzar gider içinde gözlerimin ve bizden çok uzakta mevsim çömezi bir haziran sonbahara uyanır şehr-i İstanbul, gözlerinde bir mavi yangın ve saçlarından dökülür martılar Üsküdar'da p.asaklı bir deniz kızının sâhi martılar diyordu bir şair: ?martılar ki sokak çocuklarıdır denizin? yani öylesi kimsesiz ve unutulmuş yani morarmış kanatlarında münzevi bir hayat taşıyan sonrası geç kalmış yaşanmışlıklarda bulutsuzluğa prangalı bir çift yağmur damlası, yağmasın diye kulelerde saklanan..! işte böyle ?can? dediğim: yetim çocuklar hüznünde kâhır yüklü gölgeme çokça sahiplik etmişken bedenim, yorgunluğun kıyısında hüzün olup işlenmişim ömür gergefine... çapulcu dillerin nazarında sevdaya zûl libaslar giyinen, uğursuzluk alâmeti koca bir hiç'miş adım... ötesi yok! gurbet yokuşu ağlamalar pazarında iki damla gözyaşıymış bedelim ve soyunup benliğimden elem üstüne elem giyinmiş sana pervane yüreğim gözlerimde gözlerini ateş bilip yanmışım öylece hiç ses etmemişim meğer ne çok kedermiş gözlerinin içinde tutuklu kalmak..! lâkin sevmişim işte her şeyden ve herkesten öte sadece sevmişim seni... ama sen kendini sök düşlerimden sök ve git şimdi! yolların koynunda başımı yaslayıp ölümün yamacına bunca acıyla yoldaş olmuşken ben sen kaç benim kalabalığımdan ve bir intiharın şafağında sesini sil şiirlerimden olmasın dönüşü gittiğin yolun kalemi kırılmış gelişlerin hükmünde sonsuz bir gidişle unutmalara aç yüreğini, yüreğini toparla yüreğimden cellat bayramı asılışlarda nasırlı urganlar kuşanmış şiirlerde seyreyle yüzümü ve zamana not düşsün akreple yelkovan yüzün kalbimin ortasında yalnızlık yazgısı yemin olsun ki belki arınıp mezar kalabalıklardan ben yine ben olurum...! yağmurlu bir gökyüzü akşamı hani olur ya! düş yorgunu bir martı gelir de hatırlatırsa beni ?ziyan ömürler kucağında kendine has ölümler büyüten bir deli çocuktu? dersin... hadi git şimdi git ki gözlerine ?ayrılık? değmesin... ![]()
Tahminen ne zaman seversin beni ?
|
||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
![]() |
Bu Sonu Önce Ben Yazdım
Kimselerin başını bile bilmediği o günlerde ayrılık sevgiyi hissettiğim ilk anda korkum oldu seni bulup bulup yitirdim düşlerimde sonra yeniden buldum yeniden yitirdim bende kalacağın bir yarın kurgulayamadım sevgiyi ve korkuyu birlikte yaşadım bu yüzden bir daha göremeyecekmişim gibi uzun ve derindi bakışlarım her yeni buluşma ilki kadar heyecanlıydı ve sensizlik hep seninleydi... bu sonu önce ben yazdım kimselerin başını bile bilmediği o günlerde bilseydin ayrılığa yazgılanmış bir sevgiye açar mıydın yüreğini takvimden günleri birer ikişer çalmama aylara yıllara yerleşmeme izin verir miydin görüyor musun farkında olmadan ne çok şey paylaşmışız seninle bu sonu önce ben yazdım kimselerin başını bile bilmediği o günlerde hayallerin ardından serüvenlere sürüklendik seninle hiç görmediğimiz ülkelerde hayatlar kurar evler döşerdik kısa vadeler seçerdik hayatlarımızı yenilemeye o gün gelmezdi bir türlü vade dolmazdı birileri çıkar yolumuzu değiştirirdi yeni hayaller armağan ederdi bize çocuk olur kanardık sonuna kadar gidilecek yollar yerine böyle kopuk maceralara tutkunduk seviyorduk bir yaz gecesi dolunaydı bana bakmıştın. bende korkularımı yenmiştim bizden başka inanacak kimsem kalmamıştı yorgunduk kazanmak zorundaydık üstelik adımlarımıza güç verecek sağlam zeminlerden yoksunduk içimiz bir kararsa bir daha güneşi göremezdik birbirimize güvendik, bize aşılmayacak dağ taş kalmadı sandık en güzel günlerimizdi o günler bu sonu önce ben yazdım kimselerin başını bile bilmediği o günlerde sonra her şey değişiverdi umutlarımızı yitirdik kendi ayak izlerimizden yürüdükçe birbirimize dostluğun vermiş olduğu lezzeti üretmekten bıkkın kışkırtıcı huysuzluklardan medet umduk ayrı dünyaları özledik kendi peşimizden koştuk başkaları diye şimdi şarkılar söylediğimiz birbirimizin gözlerinde eriyip gittiğimiz puslu gecelerin kokusu burnumda tütüyor beni beni böyle bir gecede öldürmeliydin bir cennetten bir cennete geçmeliydim itirazım olmazdı sürgünleri bana vermemeliydin. Beni beni böyle bir gecede öldürmeliydin ayrılık çığlıkları kanımı dondururken gemilerimi yakacak çılgınlıklarımı gemleyip kendime ve sana en mutlu bölünmeleri vaat etmiştim benden armağan olacak bütün bensizlikleri reddettin ve ben hiç bilmediğim dokunuşlarınla yüreğimden izlerini kazıdım bu sonu önce ben yazdım. . ![]()
Tahminen ne zaman seversin beni ?
|
||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
![]() |
Düşkavuran
Gittiğine inansam dönmeni beklerdim Köhne gemiler geçiyor içimden Hangi sokağa dalsam hangi kapıyı açsam Ardında sen Hep sesine bir kulaç kala boğuluyorum Bilmem Sen mi erken demir alıyorsun Ben mi geç kalıyorum Ellerimi bıraktığın yerden Çığlar yuvarlanıyor ta şurama Her gece fırlatıp denizlere Yitirilmiş tebessumleri bir cigarayla parmak uçlarımı öldürüyorum çürümüş rüyalardan arta kalan mirasınla yolcusuzu yollara döndüm alnımdaki girdaplar şimdi kan tarlası fırtınalar kopuyor demişsin yüreğinin en rüzgarsız yerlerinde oysa ben bin mevsim sana fırtınalandım sen bilmedin gittiğine inansam dönmeni beklerdim. . ![]()
Tahminen ne zaman seversin beni ?
|
||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
![]() |
En Fazla İçimde Ölürsün
En fazla içimde ölürsün Cesedini sürüklerim gittiğim her yere Kızıl sonbaharım Hangi aşk kendi fırtınasına dayanabildi Ellerimde çoğul bir gölge kuşu Adının arkasına basmadan yürüdüm Alnımda birikti çizikler Adımdan çıkardım aklımı Aklımsız kaldım Neylersin İnsanız Ne yapsak eksiğiz işte Ölüme ayarlı saatiz En fazla içimde ölürsün Sorarım Şiir papirüslerinin hangi köşesine karaladın beni? Hangi hare'mden yakaladın da çiğnemeden yuttun gözlerimi? Kekeme repliklerin ezber bozduran kuşu Hangi rüzgârlara sattın da saçlarını Devrik cümlelerimin öznesi oldun? İçindeki kötü senaryoların kahramanı olmak istemezdim Dağıldı bak derlenip toplanmış dağılmalarım En fazla içimde ölürsün Nasılsa yokluk rehin bırakılıyor kalana Kalan gidene denk neyi varsa susuyor. Ve susmak inceltiyor her yarayı Ve susmak bakmak oluyor Gitmediğin her yere Kim tutuklanmış yalnızlıktan Gizin içine gizlenen kim Söyle beni nerene sakladın Ki şimdi bu kadar sokaktayım En fazla içimde ölürsün Karla karışık yağarsın yara Bereme Karma karışık kalırsın cinnet şeridinde Kaldırımların kaldıramadığı her neyse işte Bulamadığın her ne varsa büyük yıkımların izinde Sana borcum olsun Hiç yazılmayacak bir şiirin içinde En fazla içimde ölürsün Yanağında yanar avucum Avucumda imlası bozuk bir şiir kalır Gözlerinin namlusu döner, yakar kirpiklerimi Kulağımda bir tepenin rüzgârı uğuldar Gırtlağıma kadar aşka batarım Yeteri yok. Eksiği fazla. Neyin kaldı eksilenlerden arta İçeri doğru kapanan bir kapıydın Saçlarından geçtim önce Ve kendimden öylece Neyim yoksa var bildim Eğildim Eksildim Eridim Bir seni bitirmedim Hangi rüzgarlara sattın da saçlarını Uğultusuna tutunamadın Ömürden nefes çalarak ne kadar yaşarsa insan Öyle yaşadım gözlerini Tenimde itiş kakış Cebimde depremlerin Esrarlı gece ayinleri Volkanik şiirler Usul usul giymedim mi sözlerini Yalnızlığın tiradını kapamadım mı her sefer Sensizlik seni anlattı en çok Vazgeçmeler vazgeçmekten vazgeçti Söyle saçlarında öldüğüm Bir geri gidiş kaç günde gelirdi? En fazla içimde ölürsün Cesedini sürüklerim gittiğim her yere Tenimin yırtıldığı yerden mi girdin içeri Açar gibi yaparak açık bir kapıyı Beni ikiye böldün Hadi içimi kendine aldın da Beni nerde bıraktın Hangisini seçerdin benim için Ve hangisinden vazgeçerdin kendin için Ben yarama çoktan sen bastım Yaşım kadar gencim Adın çabuk diye geçti Ardında aç köpekleri bırakarak Ezberimden geçtim. Hızla biten aşk şarkılarından geçtim Senden bir şey eksiltmeden sana çok şey bırakmaktı aşk Bildim Biz dalkavuk bir aydınlığın yerine Onurlu bir karanlığı seçtik Ve bir öyküden ağlarcasına geçtik Cesurduk çünkü Kendimizi kendi düşlerimizden kovacak kadar Ömrüne yüz çevirmiş iki masalcıyız Gerisi hiçlik Gerisi yokluk Sensizliğin anlattığı ne vardı senden başka Bir hayatın tüm yanılgılarını Saçlarında çözdüm Şimdi beni hangi yanımdan susacaksın Sessizlikte bir dildir Çoğul susulur Pusulur Şimdi beni hangi yanımdan kusacaksın Yıkık şehrimin izbesi En fazla içimde ölürsün En çok Gözlerime gömülürsün. Gözlerimi kaparım Vasiyetimi yazarım. . ![]()
Tahminen ne zaman seversin beni ?
|
||
![]() |
![]() |
Bu mesaj için Rüzgar kullanıcısına teşekkür eden 2 üyemiz: |
RapunzeL_ (05.10.11), « Fugitive »? (26.10.11)
|
![]() |
![]() |
||
![]() |
Gece Geçilen Şehirler Işık Seli Gibidir
acılar büyütülerek unutulur sevdiğim yüzünden kopunca bir buzul çığlık ellerin buz tutmuş iki yarım şarkı olur ve ben yoksulluk kokulu bir gidiş bırakırım sana beni adresime sorsun esmer bakışların dönsen de bulamazsın nasılsa gitsen de kentlerden sakındığım bekçi duruşlarımı ara emaresi boldur sokakların sol omuz başımdaki kokundan yakalanırım sokul ki geceme avuçların ıslanmasın saat başlarını beş geçer yelkovanın senle zamansızım amansızım senle büyük susarım kendime yenilirim her kavgada sonra koca ağız bir çocuk olurum bütün trabzanlardan kayarım bütün köprülerden sarkarım yüzüm kente sürülür içime sesin kaçar ben seni ağlarım alışmak ölümdür sanki hiç ölmedik tanrının göğsümüze taktığı bir nişandır ölüm teneşirlere yatırılıyor şimdi ellerim sana uzanmaktan yargılıyım hırçın bir iklimin sır girdabısın seni anlamak kendine çelmeler takmaktır ve kendini affetmesidir her seferinde (bazen beni affedebiliyorum istanbul) zehir yüklü bir mektup var dalgakıranlarımda parçalı bulutlu durur sana kent şiirleri biriktirdiğim bir gecede çok eşli bir yağmur başlar kentin en dövüşçü çocukları ağlar bilirim dışarıda yağmur varsa sen içinde ağlıyorsundur ağlama ki gülmesinler bize bak sen seviyorsun diye var sonbahar her mevsim gelişine söz veriyor saçlarına fısıldıyor saçlarına bana bir pencere bile açmadığın saçlarına sensizliğe alışmak bir bozgun ağırlamaktır içinde biliyorum örtülerine unutma beni çiçekleri takıyorum şimdi yaşama hakkım sana gel de yağmurumdan iç seni seviyorum . . . . . . ![]()
Tahminen ne zaman seversin beni ?
|
||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
![]() |
Gelirsem Biter Aşk ~ Düş'tüm, dedim elinin tersinde. Hayır dedi, kesince. Düş olsan, fark etmezdim seni ! Sevgim sana güç veriyor mu, diye sordum. Başını çevirdi, yüzünde kalmamış takatle. Hayır dedi, inatla ! Öyle olsa, yıkılmazdım her 'Seni Seviyorum' deyişinde ! Özledin mi beni, dedim. Sustu ! Nefesini en derinden aldı ve, Özlenmez mi, dedi ! Git dedim ! Git ! Sen kalınca genişliyor bu dünya ve kayboluyorum uçsuz bucaksızlığında ! Hayır, dedi, sertçe! Gidersem, kahraman olurum! Kalırsam, senin! Küserim, dedim, kırılgan çocukluğum sitemimde. Hayır, dedi gülerek.. Küsmek, susmayı göze almaktır. Ama sen korkarsın kendi sessizliğinden ve susamazsın! Gel, dedim, o zaman! sesim fısıltı gürültüsünde. Gel.. Durdu! Hayır, dedi, GELİRSEM BİTER AŞK !!! ![]()
Tahminen ne zaman seversin beni ?
|
||
![]() |
![]() |
Bu mesaj için Rüzgar kullanıcısına teşekkür eden 4 üyemiz: |
![]() |
![]() |
||
![]() |
Hemen Gitme
Unutmuşum aşkta söylenenleri Nasılsını bile bir başkaydı Hemen gitme Böyle tenhalaşmışım ya Durup halini hatırını soruyorum gölgemin Sanki yüzgöz olmuşum hüzünlerle Kalbim diyorum ellerim çıkıp geliyor Kovamıyorum da Hemen gitme Sana bir yaprak kadar solgunum desem, rüzgar çeler aklımı Dallanıp budaklanır içimdeki boşluk Bahara karın tokluğuna gelen ağaçlar gibi olurum Hemen gitme bu kente bir sokak daha gelse Söyle kim arar seni Kırılır gülümsemelerin bir bir içime düşer ve Bir gülü uyandırıp uygarlığından kırmızılığı ne kadar Kim götürür seni Ahh neydi ki suçum Gençliğimi ve terketmelerini kayırmaktan başka Alıp başını gidiyorsun benden Hemen gitme Sana diyorum bir ağlasam, üşüsem derin bir kuyu gibi Omuzlarından başlayıp yıkılsam önüne Utanır sevinçlerim insan içine çıkamayan toprak gibi olur Hemen gitme Anla beni ben bu yalnızlıkla geçinemem Geçinemem terkedilmiş bir yürekle Ama yinede sen sen herşeysin işte Hayata açılan pencerem Sevinçlerimi büyüten odalarım Hemen gitme Terk edilmiş evler gibi olurum Hemen gitme..... ![]()
Tahminen ne zaman seversin beni ?
|
||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
![]() |
Her Aşk Katilidir Bir Öncekinin ~ rüzgarlı bir tepenin yamacındayım şimdi kent suskun ve istasyonlar ayrılık için var bu şehirde imlası buzuk, üşümüş ve kirli bir çocuk olurum seni düşünürken ömrüme iliştirdiğim martı leşleri yamalı bir geçmişi oynar imtihanlar ve intiharlar üzerine kurulu hayatlardan gecenin en serseri yanını alırım günceme durup durup şiirler yazmak yoluna yeni bir yaşam biçimim oldu son günlerde kendimi sende kalabalık buluşum belki de bundan her gece yorganımın altında sakladığım kırlangıç sürüleriyle geliyorum sana sen uykudayken babam her gece ölüyor şimdilerde annem nihavent bir çığlık oluyor bana en çok sensizlik koyuyor sonra babilin asma bahçelerine asıyorum kendimi uyanmak için eski bir aşkını anlatıyorken bana konuştuklarından yapılma bir sessizlik oluyor ağzım kaç kez kanıyorum bir bilsen (ya da hiç bilmesen) sesinin ardında yüzün sessiz bir tabanca gibi duruyor kendimi kötü kurulmuş bir cümle sanıyorum gece yüklü bir kamyon uykularımı solluyor yastığının altında yalnızlığın var biliyorum oysa ben senden bir bardak su istedim akdeniz değil son yalnızı benimdir bu kentin istanbul arkamdan gelir ey hüznü yüzünde gülücük diye taşıyan kız hep kendine mi saklarsın çocukluğunu ağzıma bir bulut bulaşsa da yokluğundan yapılmış kayadan seken kurşun en serseri yanımız olur kimi zaman ve ben hep kendimi terk ederim senden her katilin aşkı her aşkın katili bir öncekinin faili hep ben olurum hep ben ölürüm içime uzanan koridorların ortasından hep gülerdin beni görünce bense sana hep geç kalırdım sona kalırdım sonra kanardım yağmurlarla inseydin içime içim senden yanaydı yüzümdeki işgaller senden karaydı seni sevmek en gizli ağlama biçimimdi sana yazacaklarım sil sil bitmezdi ve ben sende hiçbir şeydim sen bende herşeyken canım yastığının altında biriktirdiğin yalnızlıklarım kendine varlaşıp bana yoklaşan biri yapar seni ve ne kadar kaçsan o kadar yakınsındır aslında kendine geciken sevdalar yıkık kentlere benzer bilirsin ve sevgisizlik alır bir gün seni benden işte bu yüzden sen hep sevil hep sevil sevil . . . . . . ![]()
Tahminen ne zaman seversin beni ?
|
||
![]() |
![]() |
![]() |
Bookmarks |
|
Seçenekler | |
|
Her mesajin içeriginden, tamamen yazari sorumludur. Mesaj içeriklerinden dolayi Forum yöneticileri ve moderatörleri sorumlu tutulamaz. Ayrica bu site dosyalari kendi sunucusunda barindirmamaktadir ve sorumluluklari kaynaklara aittir. Hak sahibinin talebi durumunda sitemizden kaldirilacaktir. Sponsorlar : | Mostbet |
|
Powered by vBulletin® Version 3.8.4
Copyright ©2000 - 2012, Jelsoft Enterprises Ltd. Search Engine Friendly URLs by 3.6.0 |